Sürekli iyileştirme, elde ettiğimiz sonuçları daha
iyiye götürmektir. Elde ettiğimiz sonuçların daha iyi olması, o çıktıları elde
ettiğimiz süreçlerin gözden geçirilmesi ve onların daha iyi olması için çalışmakla
olur.
Bu tanımlara bakarak, herkesin her konuda sürekli
iyileştirme yapabileceğini söylemek yanlış olmaz. Örneğin bir öğrencinin
sınavdan aldığı notu iyileştirmesi. Buradaki adımlara bakarsak;
- Öğrencinin sınavdaki başarısını arttırmak için kendine bir yöntem
belirlemesi
- Her yeni sınavdan kendisine daha iyi yapabilecekleri için ders
çıkarması
- Öğrenilmiş derslerden yola çıkarak belirlediği yöntemi değiştirmesi
ve/veya düzeltmesi
- Yeni belirlediği konuların hayata geçirmesi
- Bu adımların herhangi birinde yardıma ihtiyacı varsa ilgilileri
bilgilendirip destek istemesi
- Bu döngünün başarılı bir sonuç alıncaya kadar tekrar etmesi
İş yerindeki çalışanlar için de benzer adımlar
geçerli. Çalışılan iş her ne olursa olsun işimizi yapmak için bir yöntemimiz
olmalı. Bu, hep aynı çıktıları almamızı garanti almamızı sağlayacak adım,
buraya kadar olan kısım planlama ile ilgili. Daha iyiye ulaşma hedefimizi
gerçekleştirmeye yardımcı olacak adımlarda sürekli öğrenerek belirlediğimiz
yöntemi değiştirmeye, düzeltmeye açık olmalıyız.
Bu adımlara ve yapmamız gerekenlere göre sürekli
iyileştirme yapabilen ya da bunu kendisine iş edinenlerin sergiledikleri ortak
özellikler aşağıdaki gibi karşımıza çıkıyor:
- Öğrenmeye
açık
- Farklılıkları
kabul eden
- Daha
iyisi için çalışmaya gönüllü
- Denemekten
vazgeçmeyen
- Yeniliklere
açık
- Doğru
soruları sorma becerisine sahip
Öğrenmeye Açık
Yeni adımlarımızı, öğrenilmiş derslerin bize
kattıklarını göz önünde bulundurarak atmak. Bu ne demek? Hayatta her zaman ilk
seferde doğru sonuçlara ya da mükemmele ulaşmak mümkün görünmüyor. Ancak
attığımız bir sonraki adımın bir öncekinden ya da yarınımızın bugünden daha iyi
olmasını sağlamak elimizde. Bu, çok basit olduğunu düşündüğünüz konularda bile
böyle. Örneğin ben, biriyle toplantı planladığımızda toplantı gün ve saatine
kadar aksi bildirilmedikçe o toplantıyı yapacağımızı düşünürüm. Ancak
yaşadığımdan farklı bir şehirdeki toplantı için yola çıktım. Toplantı yapacağım
kişiyi toplantı saatinden bir saat önce, kişiyle anlaştığımız gibi adresin tarifini
almak için aradığımda toplantıyı yapamayacağımızı öğrendim. Bu olay, bana
sonraki toplantılarımda, toplantının yapılacağı günün sabahında o kişiyi arayı
teyit almam gerektiğini öğretti. Ufak tefek demeden başımıza gelen her olaydan
ders çıkarmak ve öğrenmek, gelecekteki hayatımızı, işimizi kolaylaştırmanın
yolu.
Farklılıkları kabul eden
Hepimizin farklı görüşlere, farklı bakış açılarına
sahip, farklı güçlü ve gelişime açık yönlerimiz olduğunu kabul etmek. Bunun
iyileştirme çalışmaları ile ilgisi ne? Çalışmalarda herkesin fikrini söylemesi
gerektiğini, aptalca soru-fikir diye bir şey olmadığını söylüyoruz. Bunun için
yapılan çalışmalarda herkesin fikrine saygı göstermek, farklılıklarımızı kabul
etmemizin bir parçası. Çalışmaya katılan kişilerin farklı yetenek ve güçlü
yanlarını katabileceğini bilerek ekipleri oluşturmak da bu kabulün diğer
parçası. Çok fonksiyonlu ekiplerin oluşumunu istememizin altında yatan sebep
herkesin farklı bakış açılarını değerlendirebilmesi. Peki siz bu kadar çok
beyinden gelecek fikirleri, bakış açılarını kabul edecek yapıya, açık
fikirliliğe sahip misiniz?
Daha iyisi için çalışmaya gönüllü
Daha iyisini yapmaya çalışmanın bize getireceği
faydaları görebilen kişiler, bu konuda çalışmak için daha istekli oluyor. SAP
devreye alınan bir firmada Excel kullanılarak tedarikçilere program gönderen
bir malzeme planlama mühendisi var. Bu kişi, 14 senedir aynı işi yapıyor. O
gelmediğinde onun işini yapabilecek kimse yok, 1 gün bile izin kullanması
problem oluyor. Rotasyon istediğinde yerine yetiştireceği kişiden aynı
performansı beklemek en azından 1-2 sene mümkün değil. Çünkü programlara manuel
müdahalelerde bulunuyor. Hangi bilgiye dayanarak? 14 senenin tecrübesi ile.
Kişi, kendisi için faydayı görse SAP parametrelerini doğru şekilde tanımlamak
ve kendini rahatlamak istemez mi? Bunun gibi gelecekte oluşacak faydaları siz
görüp başkalarının da görmesini sağlamaya çalışmak ister misiniz?
Denemekten vazgeçmeyen
Yaptığımız çalışmalarda kök nedeni doğru tespit
edemediysek aldığımız aksiyonların başarısızlığa uğradığını görmek mümkün
olabiliyor. PUKÖ (Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al) döngüsü bunun için var
değil mi? :) Bu başarısızlık durumunda problemin çözümsüzlüğünden dert yanmak
yerine nerede hata yaptığınızı, nasıl düzelteceğinizi inceleyecek azminiz,
gücünüz var mı? Olmalı! 2008 yılında yapılan bir 6sigma çalışmasında bir kalite
hatası için, iç kalite hata oranının (IPPM) azaltılması isteniyor. Analizler,
sebep-sonuç matriksi ve diğer araçların kullanımı ile aksiyonlar belirleniyor
ve uygulanıyor. Sonucun kontrolü kısmında IPPM değerinin azalması beklenirken
%10 luk bir artış gözleniyor. Tüm aksiyonlar iptal edilip tekrar analiz
çalışmaları ve yeni kök sebepler, aksiyonlar belirleniyor. Ve bu defa takip
edilen IPPM değerinde %52 iyileştirme gerçekleşiyor. Pes etmeden devam etmeyi
biliyor musunuz? Sürekli iyileştirme tam sizin işiniz!
Yeniliklere açık
Dünyadaki trendler, oluşumlar artık eskisine göre daha
büyük bir hızla değişiyor. Siyah-beyaz televizyondan renkli televizyona geçiş
süresine bakın. Bir de kocaman, ele avuca sığmayan ağır cep telefonlarından
şimdi kullanılan akıllı telefonlara geçiş zamanına bakın. Ve sene farkından çok
teknolojinin nasıl gelişip evrildiğini fark edin. Bu hızlı değişim içinde yeni
oluşumları ve trendleri ne kadar takip edebildiğimiz ve öğrenebildiğimiz kadar,
onları uygulamak için ne kadar çaba gösterdiğimiz de önemli. Siz yenilikleri
kucaklayabiliyor musunuz?
Doğru soruları sorma becerisine sahip
5N 1K çoğumuzun bildiği bir teknik. Uygulamaya
geldiğinde çok pratik yapmak, buradaki eksikliğimizi gideriyor çoğu zaman. Son
zamanlarda hiç 2-3 yaşlarında bir çocuk gördünüz mü? Ondaki soru sorma
becerisini fark ettiniz mi? Gözlemlediğinizde "Neden öyle oluyor? - Nasıl
gelmiş buraya? - Kim getirmiş?" gibi birçok soru sorduğunu görmüşsünüzdür.
Soruları bıkmadan usanmadan ve doğru cevabı buluncaya kadar sormak problemlerin
çözümünde anahtar beceri olabiliyor. 3 yaşındaki çocuğun cevap alıncaya kadar
soru sorma azminiz var mı? Hiç kaybetmeden devam edin, doğru cevapları mutlaka
bulacaksınız.
Yukarıda sayılanların dışında da birçok özellik, sizin
sürekli iyileştirme konusunda iyi performans göstermenizi sağlayabilir. Ya da
bu özelliklerden bazılarına sahip diğerleri konusunda kendinizi geliştirecek olmanız.
Tüm bu özelliklerin en başına belki de "bu işi yapmayı sevecek ve
kattığınız değeri gördüğünüzde o tatlı heyecanı hissedecek misiniz?"
sorusunu koymak gerekir.
Sevdiğiniz, değer katacağınız işler yapmanız, yapmamız
dileğiyle...
**Bu yazı, daha önce https://www.paranomist.com/surekli-iyilestirme-yapabilenlerden-misiniz.html web sitesinde yayınlanmıştır.