30 yılı aşkın zamandır akademisyenler, yöneticiler ve danışmanlar,
dönüşüm-değişim yapılmasının zor olduğunu fark ederek, konuyu detaylı
incelediler. Değişim çabalarını başarılı kılmak için görüş bildiren liderlerin
övgülerinden bahsettiler. Yukarıdan aşağıya dönüşüm çabaları ve değişime
yönelik katılımcı yaklaşımlar arasındaki gerilimi kızdırdı. Şirketler,
insanların kalplerine ve zihinlerine hitap eden kampanyalar başlatmaya teşvik
edildi. Tüm bunlara rağmen, çalışmalar çoğu organizasyonda, üç dönüşüm girişiminin
ikisinin başarısız olduğunu göstermektedir.
Değişim yönetmek zor, fakat sorunun bir kısmı, bu girişimlerin en çok hangi
faktörleri etkilediğine dair bir anlaşma olmaması. Yani aynı programın başarısı
için kritik olan faktörleri beş yöneticiye sorsanız muhtemelen beş farklı cevap
alacaksınız. Çünkü her yönetici kendi bakış açısıyla bir inisiyatife bakar ve
kişisel deneyime dayanarak farklı başarı faktörlerine odaklanır. Amazon.com'da
"değişim yönetimi" konusunda yapılan bir aramada 20.000'den fazla kitap çıkıyor
karşınıza. Bu fikirlerin sunabileceği çok şey var, ama genel olarak bakıldığında, şirketler aynı anda birçok önceliği ele alınmaya zorlanıyor. Bu da
şirketin becerilerini ve kaynaklarını zayıflatır. Dahası, yöneticiler firmanın
farklı bölümlerinde farklı yaklaşımlar kullanırlar, bu da genellikle değişime
eşlik eden kargaşaları birleştirir.
Son yıllarda, birçok değişim yönetim uzmanı kültür, liderlik ve motivasyon
gibi soft konulara odaklandı. Bu faktörler elbette başarı için önemli, ancak
bunları tek başına yönetmek dönüşüm projelerini uygulamak için yeterli değil.
Bu faktörler değiştirilmesi zor ve hakkında güvenilir veriler elde etmek zor.
Değiştirmek zor çünkü tutumları veya ilişkileri değiştirmek kolay değil. Her ne
kadar kültür veya motivasyon düzeylerindeki değişiklikler, anketler ve
görüşmeler yoluyla dolaylı olarak ölçülebilse de hala bir öznellik içermekte.
Eksik olan şey, değişim yönetiminin modaya uygun olmayan yönlerine odaklanmak:
zor faktörler. Bu faktörlerin 3 özelliği:
- Şirketler
bunları doğrudan veya dolaylı olarak ölçebilir.
- Şirketler
konunun önemini hem kurum içinde hem de dışında kolaylıkla iletebilirler.
- Şirketler
bu unsurları daha çabuk etkileyebilir.
Bu zor faktörleri dört başlıkta inceleyebiliriz.
- Süre :
Proje süresi, özellikle değerlendirmeler arasındaki süre
- Bütünlük
: Performans bütünlüğü, proje ekiplerinin yetenekleri
- Taahhüt
: Hem üst düzey yöneticilerin hem de değişimin en çok etkileyeceği
çalışanın taahhüdü
- Çaba /
Emek :Çalışanların değişim ile başa çıkmak için harcamaları gereken ek
çaba, emek.
Bu
faktörlere öncelikli olarak dikkat etmezsek, soft faktörler devreye girmeden
önce dönüşüm programları çökecektir.
SÜRE : Şirketler çoğunlukla değişim programlarına
harcayacağı sürenin uzun olması konusunda endişeleniyor. Bir inisiyatif ne
kadar uzun süre devam ederse başarısız olma ihtimali o kadar yüksek ihtimal
olduğunu varsayıyorlar. Ancak bu algının aksine, araştırmalara göre sık sık
gözden geçirilen uzun bir çalışmanın, sıklıkla gözden geçirilmeyene göre daha
başarılı olma olasılığı yüksek.
Odaklanmamız gereken iyi bir değerlendirme sıklığı belirlemek. Bu
değerlendirmeler, üst düzey yönetim sponsorlarının ve proje ekibinin,
performansını, başarıya ve başarısızlığa yol açan tüm boyutlarda
değerlendirdiği resmi bir fırsat olmalıdır. Ekibin geldiği noktaya ulaşırken
karşılaştığı sorunlar tartışılmalı ve bu başarının ilerleyen aşamaları nasıl
etkileyeceği belirlenmelidir. Sponsorlar ve ekip üyeleri, zayıf yönleri ele
alma gücüne sahip olmalıdır. Gerektiğinde süreçleri değiştirmeli, daha fazla
veya farklı kaynaklara itmeli ya da yeni bir yön önerisinde bulunmalılar. Bu
toplantılarda üst düzey yöneticiler ekipler içindeki dinamiklere, şirketin
inisiyatif hakkındaki algısındaki değişikliklere özel dikkat göstermelidir.
BÜTÜNLÜK
: Performans
bütünlüğü ile, değişimi yöneten ekiplere ne ölçüde güvenebileceğimizi
kastediyoruz. Değişim programlarını uygulamada başarılı olan şirketlerde,
çalışanların günlük çalışmalarının yapılmasını sağlamak için ekstra çaba
harcadıklarını görüyoruz. Ekipler çok çeşitli aktiviteleri, kaynakları,
baskıları, dışsal uyarıları ve öngörülemeyen engelleri üstlendikleri için,
ekiplerin uyumlu ve iyi yönlendirilmiş olması gerekir.
TAAHHÜT
: Şirketler,
köklü bir değişiklik yapmak istiyorlarsa, iki farklı grubun taahhüdünü
almalıdır. Birincisi en etkili yöneticilerden görünür bir destek almak,
ikincisi yeni sistemlerle, süreçlerle veya çalışma yöntemleriyle çalışan
kişilerin heyecanını kazanmak. Üst düzey taahhüt ise dönüşüm için hayati önem
taşır. Çalışanlar, şirket liderlerinin desteğini görmezse değişme olasılığı
yoktur. Desteği görmekten kastettiğimiz, kaynak ihtiyacı olduğunu fark etmek ve
bunu sağlamak, gerektiğinde ekiplere mentörlük yapmak gibi davranışlarla bunu
göstermek.
ÇABA / EMEK
: Şirketler
dönüşüm çabalarını başlattığında, çoğu zaman çalışanların günlük sorumlulukları
ile meşgul oldukları gerçeğini fark etmiyorlar ya da bununla nasıl baş edebileceklerini
bilmiyorlar. Mevcut sorumlulukların üstüne çalışanlar bir de kullandıkları sistemlerde
değişikliklerle uğraşmak zorunda olursa, direneceklerdir. Ekipler, çalışanların
yeni süreçlere geçmek için mevcut sorumluluklarının ötesinde ne kadar çaba
göstermeleri gerektiğini hesaplamalıdır. İdeal olarak, hiç kimsenin iş yükü %10
dan fazla artmamalıdır. Bunun ötesine geçildiğinde çalışanlar, değişim programı
ya da normal operasyonlar için aşırı gerilecektir. Çalışan moralleri düşecek ve
çatışmaların çıkması ihtimali yükselecek. Bu nedenle, değişim sırasında
çabalarımızdaki % artışı basit bir şekilde hesaplanmalıdır.
Firmalar tüm
işleri, projeleri gözden geçirmeli ve değişim çabaları için hangisinin kritik
olduğunu değerlendirmelidir. Örneğin bir şirkette, proje yönlendirme komitesi,
bazı yöneticilerinin öncelikli projelere odaklanabilmeleri için 250 alt
projenin 120'sini geciktirmiş veya yeniden yapılandırmıştır. Özetle, eldeki
kaynaklarla ne yapabiliriz ve bunu yapmak için var olan işlerden hangileri
ötelenmeli veya iptal edilmeli gibi bir analiz yapmak gerekli. İşleri
erteleyemiyor ya da iptal edemiyorsak baskıyı hafifletmenin bir yolu var mı?
Şirketin emekli çalışanlar gibi geçici çalışanlarla rutin faaliyetleri
yürütmesi veya değişim sürecinin tamamlanmasına kadar mevcut süreçlerinin dış
kaynaklara aktarılması olabilir. Önemli olan nerede olduğumuzu görmek.
Harcayacağımız çaba ve mevcutta sahip olduğumuzun değerlendirilmesinden sonra
farklı çözüm yolları geliştirilebilir.
Değişim
yaratmak istediğimiz konu her ne olursa olsun reel olarak durumumuzu
değerlendirip "biz bu işin altından kalkabilir miyiz" analizi
yapmadığımız sürece değişim çabalarımız kıvılcım gibi parlayıp bir anda sönen
nafile çabadan başka bir şey olmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder